15 Nisan 2016

BEYNİMDEKİ DÜĞÜM-SÜNNET-

Ana düşünce var. Yardımcı düşünceler yok.sadece esas konu neyse o dolanıp duruyor. O düğüm çözülmüyor,analiz edilemiyor,ayrıştırılamıyor,parçalara ayırıp kolaylaştırılamıyor.
Ve şu sıralar dolanıp duran yeni düğümüm oğlumun sünneti. Nasıl bir gaza gelip de bebekken sünnet ettireceğim dedim bilmiyorum. Çabuk iyileşir,hiç hatırlamaz,sorunsuz atlatır diye tavsiye edenlerin etkisi elbette ki çok büyük...
Sadece kelimenin kendisi var beynimde...Ne olur, nasıl olur,nerede olur,ne yapmalıyım oturup düşüneyim diyorum YOK! Yine sadece kelime...
Aslında bebeğimin cinsiyetini öğrendiğimiz gün başladı bu düşünceler...O zaman ne kadar 'cesur ve kararlı' bir anne adayıysam artık "ayy doğar doğmaz sünneti de olsun" demiştim. Lakin zaman gelince "yok ya hem doğum hem sünnet zor olur, bir iki ay sonra yaptırırız" dedim. Ve o bir iki ay da geçti, bu arada ben, o zamana kadar yapılan aşılarında yanında bile duramadım..."kıyamam daha çok minik ağlamayı bile beceremiyor"dedim...Sonra "aaa kış vakti sünnet mi olur? ya bir de hasta olursa" dedim..."tam hareketlenmeye başladı-olmaz-"dedim..."diş çıkarcak gibi bir de onun acısı olmasın" dedim..."yüz üstü dönmeye başladı artık sabit tutamayız canı yanar" dedim..."galiba emekleyecek gelişimini yavaşlatır mıyız acaba?" dedim..."aslında erkek olarak en büyük maceralarından biri olacak acaba aklı erince mi yaptırsak?" dedim...En sonunda gayet -cool- bir edayla "niye onun adına karar veriyoruz ki? bedenine saygı duymamız lazım,bence sünnet olup olmayacağına kendisi karar versin" dedim...Eşim de gayet -cool olmayan- bir edayla "hooooopp" dedi, "Nisan ayında sünnet olacak"...SUSTUM.
Annelik sızlanmalarında zirveye ulaştıktan sonra yere çakılmıştım,artık kaçış yoktu...Sonuçta bu karar ikimizindi ve bebeğimiz için en iyisini istiyorduk. Erken sünnetteki en büyük amacımız o travmayı yaşamamasını istemekti...Korkmasın, hafızasında derin izler bırakmasın, yıllarca o kocaman amcaların gözlerini aça aça iki parmaklarını makas yapıp 'kırt kırt' gidecek mi ufaklık? sözlerine maruz kalmasın, sünnetle ilgili korkutucu hikayeleri dinlemesin istiyorduk...
Lakin nisan geldi çattı, Poyraz yedinci ayını bitirdi :) Biz hastane doktor arayışlarına başladık...Bir kaç yerle görüştükten sonra kararımızı verip sünnet gününü belirledik...
Günümüz belirlendikten sonra uykular haram... oğlumun yüzüne bakınca sanki bile isteye onun canını acıtacakmışız, haberi olmadan sinsice planlar yapıyormuşuz gibi bir suçluluk hissi... İşte bir değişik düşünceler, garip duygular toplanıp beynimde düğüm oldular. Sünnet hakkında bilgi edinmeye, yapılacakları belirlemeye, neler düşüneceğimi belirlemeye çalışıyorum. Bazen her şey yerli yerinde oluyor sonra puff...hepsini unutmuşum... bir panik hali, kalbimde kanat çırpan kuş, fonda sadece kelime-sünnet- İnşallah sakinlik gelip beni bulur...Sonuçta büyüklerimizin söylediğine göre bu da bir mürüvvetmiş...Ne mutlu evladımın mürüvvetini görüyormuşum :)
Bu arada 'ne var bu kadar abartacak?' diyerek moral verme ve karşısındakinin hislerini hafife alma çizgisini fark edemeyenler  -çok tatlısınız- 
Sünnet hakkında bilgi almak istiyoruz dediğimizde ...şu kadara yapıyoruz diyen özel hastane ve bizden nerdeyse araba parası talep eden özel hastane -çok tatlısınız-
'ooo demek artık erkek olacak' diyenler -çok tatlısınız-
'sen doğum için ameliyata girerken ben anne değil miydim?diye güç veren annem kalbindeki yangını en derinde hissettim sen de -çok tatlısın-
'hiçbir şey olmaz benim aslan oğluma, yanında ben de gireceğim ' diyen ve 'sen kan bile aldıramıyorsun' dediğimde 'benim sorunum kendi damarlarımla' diye cevap veren canım kocacım sen de -çok tatlısın-
Yıllarca 'ayy bir sünnet için bu kadar tantana yapılır mı?' diyen,sünnete karar verildiğinde 'annemleri falan çağıralım ya olur mu öyle bir başımıza' diyen, sonuçta hatıra olacak süssüz olmaz diyerek çocuğun odasını panayır yerine çeviren; olmazsa sünnet sonrası topluca aile yemeğine çıkarız'la başlayıp zaten iyileştikten sonra evde mevlit okuturum'a; arayıp soranlara 'hıhı sünnet düğününü büyüyünce düşünüyoruz' diyerek konuyu şölene vardıran ve bütün bunların havasına bürünüp 'düğünde kesin şööyle uçuş uçuş beyaz bir elbise giyerim,sünnet çocuğunun annesiyim sonuçta' hayallerine kapılan; eleştirdiği birçok şeyi yapmaya hazır ve nazır bulunan; esas konudan uzaklaşmaya çalışan KENDİM canım kendim sen de -çok tatlısın-
İçimi döküp kısmen rahatlamış oldum...tamamen rahatlama sünneti sağ salim atlattığımız zaman olacak inşallah...
O zaman ne zaman mı.....19 Nisan 2016 saat :15.00 
Dualarınıza talibiz...
Tabi buraya kadar okumuş olan ve bu konuda deneyim sahibi olmuş olan annelerin bakım, dikkat edilecek hususlar hakkında tavsiyelerine, moral, motivasyon cümlelerine de talibiz....

teşekkürler...

3 Nisan 2016

BEBEK BİSKÜVİSİ YAPIMI

Her aşaması ayrı bir heyecan, ayrı bir macera, ayrı bir arayış olan 'anne-bebek' maceramızın yeme -içme kısmındayız. Havuç,patates püresiyle başlayan çeşitli meyve püreleriyle yoğurtla devam eden menümüzü de biraz genişletmek durumundayız...
Her şeyin en organiğini bulmalıyım, en katkısızını yedirmeliyim gibi 'en en en...' bir anne değilim bu konuda nirvanaya ulaşmak için kendimi yoğun stres altına sokmaya ve bunu da bebeğime yansıtmaya pek niyetim yok. Ancak ben de elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum. Bazı ürünlerle ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi olduğunu düşünerek bazen kendimce çaba içine giriyorum. Bisküvi durumu da aynen böyle...Aslında 'cici bebe'ye bayılan birisi olarak bebeğime de vermeyi düşünüyordum. Bu tarz bisküvi yerine geçebilecek şeylerin evde de yapılabileceğini öğrenince denemeye karar verdim. 
Tarifi sizlerle de paylaşmak istedim. Çünkü anne olmak kendi ellerinle yaptığın yiyecekleri bebeğine yedirirken büyük zevk duymak; blog yazmak da deneyimlediğin konuları paylaşıma sunarak aynı zevki yaşamaktır :))

Tarife geçiyorum ;

Malzemeler:
-  1 çay bardağı tam buğday unu
-  1 çay bardağı pirinç unu
-  yarım çay bardağı irmik
-  2 yemek kaşığı tereyağı
-  2 yemek kaşığı yoğurt
-  2 yemek kaşığı pekmez

Malzemelerin hepsini karıştırma kabına alıyoruz.

Malzemeleri karıştırıp hamurumuzu elde ediyoruz.


İstediğimiz ebatta şekiller verip tepsiye diziyoruz. (ben bayağı taklitçilik yaptım :))

170* sıcaklıkta 30 dakika pişiriyoruz.


Ve bisküvilerimiz hazır :)
 İlk önce "hhııımmm güzel koktu" diyerek evde dolanıp duran babaya tattırıyoruz :)) Daha sonra "bayağı güzel olmuş,tereyağı ne güzel tat vermiş" diyen babanın gazına gelip mutlaka biz de yiyoruz:)) Ayak üstü yavrucağın bisküvilerinden 3-5 tanesini yok ediyoruz :)) 
İşte ne kadar kaldıysa onları da kavonaza koyarak buzdolabında muhafaza ediyoruz.

NOT: Paket halinde aldığımız cici bebe bisküvilerinden elbette ki çok farklı bir tadı var.
          Çok sert bir yapısı oluyor. (Bisküvi sonuçta)
          

           Ben ufak ufak parçalara ayırıp üzerine biraz sıcak su döküyorum,yumuşuyor;daha sonra da içine istediğim malzemeyi karıştırarak yediriyorum. Oğlum çok da seviyor :)

           Ya da eline veriyorum sert sert diş etlerini kaşıyor. Arada da biraz biraz yemiş oluyor tabi. Ama benim verdiğim şekil ele verilmesine çok uygun değil sanki. Hepsini ağzına sokabiliyor :) O da biraz panik yaratıyor :))


          İşte bu kadar... Belki denemek isteyen olur...

          Teşekkürler....