Oğlum galiba bir aylıktı.Kalça çıkıklığı kontrolü için ultrason çektirmeye özel bir hastaneye gittik.Evden dışarı yanımızda bir bebekle çıkmış olmanın mutluluğu, heyecanı, korkusu; yapılacak olan kontrolün tedirginliği eşimi ve beni sarıp sarmalamıştı. Biz bu kadar duygu karmaşasını yaşarken, galiba hala doğduğunun farkına bile varamayan oğlum her zamanki gibi uyuyordu.
Sıra bize geldi, hemşire hanım bizi odaya çağırdı ve heyecanlı ebeveynle uyuyan bebek üçlüsü olarak içeri girdik. Nedense doktorların ruh hali beni çok etkiler. Hemen doktor beyi analiz etmeye çalıştım. Biraz yorgun görünmesini randevu saatimizin geç olmasına bağlayarak, genel anlamda güzel bakan mutlu birisi kanısına vardım. Pozitif bakan ve mutlu görünen doktorlardan mutlaka iyi haber alırız,düşüncesini bir türlü içimden atamadım...
Doktor bey bize kısa bir bilgilendirme yaptıktan sonra bebeği iç kısımda bulunan odaya götürmemizi söyledi. Hala uyuyan bebeğimi pusetinden alıp doktorun tarif ettiği şekilde sedyeye yatırdım.Tamam kötü bir şey değildi ama neden kalbime kadar titriyordum bilemedim. Karanlık bir oda, ultrason cihazı, monitör, kocaman bir sedye,sedyenin üstünde uykusundan uyandırıldığı için vıyaklayan bir bebek, tedirgin baba, bekleyen doktor, heyecanlanan,korkan,endişelenen,anlamsız sözlerle bebeğini susturmaya teselli etmeye çalışan taze bir anne...
Ağladığı için oğlumu doktorun istediği pozisyona getiremeyeceğimi düşündüm. Benim ürkek dokunuşlarımdan başaramayacağımı anlamış olacak ki doktor olaya el attı. Oğlumun bacağını kıvırmaya çalışırken' bir de bezini çıkarıcaz' dedi ve bezi açtı. O an ben de doğduğunun farkına varamayan bebeğin; doğurduğunun farkına varamayan annesi olarak gayri ihtiyari mahçup bir şekilde 'ayyy kaka yapmışız' dedim. Doktor bey gayet ciddi bir şekilde bana dönerek 'siz de mi yaptınız?' dedi. Mutlu bakan gözleri kaybolmuştu sanki :) Hık mık zık ...kem küm kem... neler dediğimi hatırlamıyorum. Bozuldum tabiki.
Bu esnada da ultrason işi bitti. Bütün bir ayın ağlamalarını o güne biriktiren ve beni terler içinde bırakan oğlum da sustu. Toparlandık,o karanlık odadan çıktık. Masasına geçen doktorun karşısında muhteşem üçlü yerimizi aldık. Hiçbir sorun yok, ölçümler gayet normal dedi doktor. Rahatladık çok şükür de bir de bizim diğer mesele vardı. Onu da yarım bırakmadı tabii doktorumuz...
Sana tavsiyem onun doğduğunu kabullen dedi, siz artık ikiniz değilsiniz, o artık ayrı bir beden, ayrı bir insan dedi. Kişiliğinin gelişmesini istiyorsan onu kendinden ayrı tut; farklı bir birey olduğunu ona hissettir, dedi. Yani onunla ilgili konularda 'biz'li cümleler kurma dedi. Nasıl da iyi dedi...Alınma lütfen dedi...
Kakayla başlayan, benim bozulmamla yarım kalan mesele minnettarlığımla neticelendi. Teşekkürle ayrıldık odadan...
Oğluma isim bulma konusunda bile kısaltılmasın, eklemeler yapılmasın, sadece ismi neyse o şekilde kullanılsın düşünceleriyle çırpınan ben; farkında olmadan onun 'kendisi' olmasını geciktirecektim belli ki...
İki yıl geçti üstünden ve unutmadım sözleri,o sözlerin bende düşündürdüklerini. Unutmadım ve uyguladım, eşimle birlikte uyguladık.
'hadi odamıza gidelim, hadi sütümüzü içelim, hadi üstümüzü giyelim, bugün biraz yaramazlık yaptık....' evet hepsi çok sevimli masum cümleler. Ama oda onun, sütü o içecek, yaramazlık yapan o, hatta kakayı yapan da o :)
Bu konuya gerçekten önem verdik. Kendi kişiliğini, kendi benliğini fark edebilmesi için davranışlarımıza, sözlerimize dikkat ettik...Belki böyle bir düşünceye yine sahip olacaktım ama o gün doktorun konuşmaları başlangıç oldu...
Evet ufak ufak sonuçlarını görebiliyoruz. Kendisini, duygularını, sahip olduklarını, davranışlarını fark etme ve kabul etme aşamasında. Bizim için durum biraz farklı tabi...bazen işin ucu bize çok fena yansıyor...Karşı çıktığı durumlarda mantıklı bir açıklamamız yoksa kabul etmek zorunda kalıyoruz... Kendisini bir birey olarak kabul etme ve kabul ettirme yolunda ilerliyor bence... Bu konuda dikkat ettiğimiz en belirgin konu ona sadece ve sık sık ismiyle hitap etmemiz oldu. Şu an farklı bir hitap şeklini asla kabul etmiyor. Bu durum bizim için de geçerli tabii...
En son geldiğimiz nokta; ben onu severken "canımmm" dedim...
Bana "ben senin canın diilim anne POYRAZIM!" dedi.
Şimdi napcaz doktor bey?
:))
Olsun anne mutlu:)
Sevgiyle....
Bu konuya gerçekten önem verdik. Kendi kişiliğini, kendi benliğini fark edebilmesi için davranışlarımıza, sözlerimize dikkat ettik...Belki böyle bir düşünceye yine sahip olacaktım ama o gün doktorun konuşmaları başlangıç oldu...
Evet ufak ufak sonuçlarını görebiliyoruz. Kendisini, duygularını, sahip olduklarını, davranışlarını fark etme ve kabul etme aşamasında. Bizim için durum biraz farklı tabi...bazen işin ucu bize çok fena yansıyor...Karşı çıktığı durumlarda mantıklı bir açıklamamız yoksa kabul etmek zorunda kalıyoruz... Kendisini bir birey olarak kabul etme ve kabul ettirme yolunda ilerliyor bence... Bu konuda dikkat ettiğimiz en belirgin konu ona sadece ve sık sık ismiyle hitap etmemiz oldu. Şu an farklı bir hitap şeklini asla kabul etmiyor. Bu durum bizim için de geçerli tabii...
En son geldiğimiz nokta; ben onu severken "canımmm" dedim...
Bana "ben senin canın diilim anne POYRAZIM!" dedi.
Şimdi napcaz doktor bey?
:))
Olsun anne mutlu:)
Sevgiyle....
Güzel bir paylaşım olmuş :) Poyraz ismide çok güzelmiş adıyla yaşasin inşallah;) bazen hepimiz yapıyoruz ağzımızdan kelimeler nasıl çıkıyor anlamıyoruz :)
YanıtlaSilMalesef öyle farkına varamadigimiz küçük şeylerin etkileri büyük olabiliyor. Hatta iyi niyetimizle zarar bile verebiliyoruz...güzel düşünceleriniz ve yorumunuz için teşekkürler:)
SilAslında ne kadar önemli bir konu... Doktorun daha sonra bu şekilde açıklama yapması belki de Poyraz'ın kişiliğini şekillendiren adımı attırmış size.Mutlu ve kendi gibi yaşasın Poyraz:) Bu arada ''siz de mi kaka yaptınız'' cümlesi... Hem komik hem çok anlamlı...Doktor konusunda teşhisiniz çok yerindeymiş :) Sevgiler
YanıtlaSilBahsi gecen soru galiba hayatımın en komik en anlamlı sorusu olacak:) teşekkürler yorumunuz için, sevgiler benden 💕
SilÇok doğru bir yaklaşım. Farkında değiliz ama çok şey değiştiriyor bazen ufacık şeyler hayatımızda. Yıllardır yabancıların içindeyim, nasıl çocuk büyüttüklerini iyi gözlemlerim. Birçok şey farklı, bizde geleneksel bazı şeyler de devreye girdiğinden farkında bile olmuyoruz aslında yanlış yaptığımızın. Bebek/çocuk bizim değil, bizim hayat garantimiz de değil. Bu açıdan baktığımızda zaten sorun kalmayacak. Bizim toplumumuzda kazık kadar insanların en ufak bir şeyde ailesini araması, hala bağımlı yaşaması bu yüzden.
YanıtlaSilGüzel yorumunuzla katkı yaptığınız için teşekkürler...bence de ileri yaşlara ortaya çıkan kimlik karmaşasının temelinde ailelerin 'biz' tavırları yatıyor... bireyin kendine yetebilmesi konusunda kültürümüzün çok yufka yürekli kaldığını düşünüyorum:) sevgiler 💕
Silİyi bir doktora denk gelmek gerçekten çok önemli, bizim şansımızda bu konuda yaver gitti, öyleki sayesinde çok önemli bir konuda son anda tamda zamanında müdahale edip bizi kurtardı geç kalmaktan kurtulduk. Ne güzel bir anı, o odaya giriş kısmından itibaren çok tanıdıktı sanki o anları yeniden yaşadım :)
YanıtlaSilDerya hanıma katılıyorum.
SilO iyi bir doktormuş.
İlim insanlarının bize bu şekilde etki yapmaları lazım.
Derya hanım, doktor konusunda siz de sanslilardansiniz o zaman, ne güzel...o odada yaşadıklarım konusunda da yalnız değilmişim demek ki:) sevgiler
SilKiremit hanem,
SilBen de aynı dusuncedeyim..böyle insanların sayısı cogalsin inşallah...hangi meslekte olursa olsun önce insan olanlar çıksın karşımıza ... sevgiler 💕
Çok önemli bir konu.Çocuk birey olduğunu bilmeli ve fark etmeli.Örnek olayla anlatmanız da vurucu olmuş.Teşekkürler :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim yorumunuz için:) sevgiler 💕
SilYaaaa sizde mi kaka yaptiniz kismina hunharca guldum😀😀Ama ne de guzel yapmis doktorunuz sizi uyararak..bir bana mi dusmuyo boyle doktorlar arkadas anlamadim gitti🤔Her zaman ki gibi faydali,bir cirpida okunan akisi guzel bir yazi,paylasim olmus💕😊
YanıtlaSilGüzel düşüncelerin için çok teşekkür ederim Büşra 😄 umarım sen de böyle güzel doktorlarla karsilasirsin🙏 sen okuyunca gülersin tabi hunharca,beni düşün 🙈😂🙈
SilDoktoru çok sevdim :)
YanıtlaSilBiz de sevmiştik :)
Silayy sonu ne tatlı bittiiii :)
YanıtlaSilhahah, siz de mi yaptınız muhabbeti iyiymiş :))
YanıtlaSilO haliyle kalsaydı pek iyi olmayacaktı ama açıklamalarla iyi hale geldi😊 bir de yazarken komik oldu ya,olayı yaşarken pek öyle değildi 🙈😂🙈
SilZevkle okudum, yorum yapmadan geçmiyorum. :)
YanıtlaSilHhahaha yerim onu ben :) Maşallah ne güzel ya bu ne güzel bir özen . Ne güzel bir ebeyen mücadelesi :) Doktor beyi de takdir ettim ne güzel öğütler vermiş . Keyifle ve ilgiyle okudum çok güzeldi :) Eline sağlık canım , sevgiler :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum canım,begenmene sevindim😊 sevgiler 💕
Silİyi doktorların hepsi böyle oluyor sanki. Önce sizi tersliyormuş gibi geliyor ama adamın bunu sizin iyiliğiniz için yaptığını zamanla anlıyorsunuz...
YanıtlaSilEvet sagolsunlar:)
SilVay be....
YanıtlaSil💕
SilÇocuklarda özgüven gelişimi ve anne-çocuk göbek bağının ayrılmasıyla ilgili çok güzel, örnek bir yazı olmuş. Doktorunuzu da tebrik ederim. Her doktor da bunu söylemez. Sevgiler...
YanıtlaSilDoktor konusunda sansliydik evet:) begenmenize sevindim, teşekkürler..
SilDoktor çok tatlıymış çok sevdim:))
YanıtlaSil