Oblomov'un sanat hali:
İvan Gonçarov'un 19. yy Rusya'sını soylu bir karakter üzerinden işleyerek okurlarla buluşturduğu eseri. 1859' da ilk kez yayınlanan kitap o dönemde ve daha sonraki dönemlerde oldukça fazla ilgi görmüş. Oblomov' a bir dönem romanı diyebiliriz. Romana ismini veren karakter üzerinden dönemini açık bir şekilde eleştirmiştir Gonçarov.
Kahraman Oblomov, birlikte yaşadığı uşağı, çok güven duyduğu dostu, karşılık bulduğu ancak kendisine tahammül göstermeyen aşkı...Burjuva, toprak zenginliği, kayıtsızlık, duyarsızlık, hayalperestlik, duyarsızlık, umursamazlık, isteksizlik ve bütün bunların yoğun bir miskinlikle buluşup bir bedende toplanmış hali Oblomov.
Köyden kente göçüp topraklarının gelirleriyle kentte ufak bir dairede uşağıyla birlikte yaşayan, git gide kendini bitirme yolunda ilerleyen Oblomov'un sürekli işleyen beyni ve hiçbir şey yapmayan bedeninin çatışmaları bizler için ibretlik. Onu hayatın içine katmaya çalışan kendisiyle tamamen zıt karakterde olan dostu Ştoltz ve hayatının belli bir kesitine sadece ufak bir kıpırdanma getiren aşkı Olga. Oblomov'un miskinlikten dolayı sadece dairesinde hatta neredeyse yatağında geçen hayatı ve etrafında yaşananlar...
Oblomov'un hastalık hali:
Gonçarov'un 1800'lü yıllarda odasından çıkmayan silik bir karakter yaratırken bu karakterin yüzlerce yıl sonra bile farklı toplumlarda yaşayacağı aklına gelmiş miydi acaba?
Oblomov, başlangıçta zengin biri. Toprak zengini, çalışarak para kazanmaya ihtiyacı olmayan birinin tembel olması; rahatlık ve keyif içinde yaşaması normal bir durummuş gibi geliyor aslında. Ama durumun iç yüzü böyle değil...
Amaç sadece para kazanmak olmasın. Oblomov'un tembelliği her yönde. Öyle ki kıyafetlerini bile uşağının yardımıyla giyip çıkarma aşamasına kadar geliyor.
Aslında açıklamalar Oblomov'un tam bir atalet hali içinde olduğunu söylüyor. Yani durağan, hareketsiz, tembel, ağırkanlı, yılgın...Üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi.
Ancak Oblomov'u ilginç kılan basit, yüzeysel, düşüncesiz tembelliği değil. Bunun tam tersi...O çok düşünüyor...Hem de çok çok çok...Öyle ki düşüncelerin içinde kalıp patinaj yapmaktan uygulamaya istek ve enerji bulamıyor. İçinde bulunduğu durumun farkında; bu durumdan kurtulmak için yapabileceklerinin de farkında. Yapacaklarını düşünüyor, etrafındakilerin yapacaklarını düşünüyor, kendisinin başka neler yapabileceğini düşünüyor, yapsa nelerin değişmeyeceğini, bir şeyi yaparsa kendisini ne kadar yoracağını düşünüyor...Sonra bunları başa alıp tekrar düşünüyor...Düşünüyor ama ilerleyemiyor. Ruhu sürekli bir şeyler yapmakla yan gelip yatmak arasında gidip geliyor. Oysa bu iki durum arasında bir tercih yapmıyor ve kayıtsız kalmayı tercih ediyor. Her şeye karşı kayıtsızlık...
Ştolts, oldukça hırslı arkadaşı sık sık onu motive etmeye, üzerindeki ölü toprağını atmasına yardım etmeye çalışsa da çabaları boşa çıkıyor. Onun söylediklerini anlar, yapmak ister ama hiçbir zaman yapmaz. Arkadaşını bir kır gezisine bile ikna edemeyen Ştolts onun bu durumuna 'Oblomovluk' adını verir.
Gonçarov'un yarattığı Oblomov ve bizlere miras bıraktığı Oblomovluk!
Her şeyin farkında olma durumu ve başlangıç için bir adım bile atmama durumu. Yapılacakların planını projesini belirlemekle enerjiyi yok etme hali. Dermansızlık, umutsuzlukla, kayıtsızlıkla iç içe..
Oblomov nerede mi? Her yerde, etrafımızda, yakınımızda, biz, sen, ben...
Hala yaşıyor, yaşatıyoruz...
İyi bir kariyer istiyoruz, yapılacaklar belli...düşün, düşün ...adım yok!
Kilo vermek istiyoruz, yapılacaklar belli...düşün düşün adım yok!
Sınava girilecek, yapılacaklar belli...düşün, düşün...adım yok!
Sosyal olmak, temiz olmak, güzel yemek yapmak, kitap okumak, mutsuzluktan kurtulmak...bir sürü bir sürü istek ve yapılacaklar...Hepsinin düşüncesiyle yorulmuş, kararsızlıklar arasında kaybolmuş bizler. Ortaya çıkan bahaneler...
Oblomov bir karakter, beni oldukça etkiledi. Bizler varız, burdayız...
Günümüzde, toplumumuzda Oblomovluk diye bir hastalığın var olduğunu düşünüyorum.
Bizleri de sarıp sarmalamadan kurtuluruz umarım...
Ştolts'un dediği gibi :" Şimdi ya da hiçbir zaman"
Güzelliklere adım atalım...
Sevgiyle...
Not: Sevgili Yurdagül Hanım da bizi bu ataletli ruh halleri ve bu hallerden kurtulma yollarıyla ilgili bilgilendirirse çok sevinirim.
Okurken tembelliğimden bunaldım. Örnek almadan aktif bir yaşam süreriz umarım.
YanıtlaSilEvet ibret olarak görüp örnek almayalım:) teşekkür ederim 😊
YanıtlaSilYazıyı okudum hemen.Ertelemenin altında hangi duygu var ona bakmak lazım.(Başarısızlık korkusu.Özgüven eksikliği vb)Bu kişide sürekli düşündüğü için obsesyon var.Takıntılı düşünce şekli yani.Yapması gereken sorumluluklardan kaçmak adına da atalet durumu geliştiriyordur.Kısaca böyle yorumlamış olayım.Umarım tatmin edici olmuştur :)Sevgilerimle :)
YanıtlaSilYorum için tatmin edici oldu, teşekkür ederim 😊 fazlaca sorun yaşadığımız durumlar bunlar...belki ilerde blogunuzda da bu tarz bir konuya yer verirseniz zevkle okur ve bilincleniriz. Sevgiler 💕
SilUmarım bu hastalığa hiç yakalanmayız ya da yakalandıktan bile çabucak atlatırız. Sevgiyle kalın:)
YanıtlaSilUmarım öyle olur:) teşekkür ederim
SilAsla unutamayacağım bir karakter olmuştur benim işim oblomov
YanıtlaSilBenim için de öyle olacak sanırım.. teşekkürler,hoş geldiniz:)
SilBu arada izlemeye aldım blogunuzu sevgiler
YanıtlaSilHemen şimdi ve daima diyorum :) Yapıma ters oblomovluk :)
YanıtlaSilSevgiler,
Çok da iyi diyorsunuz:) yapiniza ters olması büyük şans:) sevgiler
SilHepimiz de biraz Oblomovluk olabilir az ya da çok:) Ama bu ileri boyuta geçmiş,düşünce var eylem yok..Güzel bir yazıydı zevkle okudum canım:))
YanıtlaSilEvet canım bu üç bir örnek:) aman o duruma gelmeyelim:) teşekkür ederim sevgiler 💕
SilMerhabalar yazınız son derece başarılı,blog dünyasında yeniyim hepinizi davet edip bloglarıma bakmanızı tavsiye ederim. Bu arada sizi GFC den takibe aldım banada beklerim. İzlemeyede alırsanız sevinirim.
YanıtlaSilcagdasipekk.blogspot.com
Teşekkürler Çağdaş:)
SilCanım seni mimlemiştim ama tabii eğer yapmak istersen.Konusu minimal mutluluk ve sikayetsiz yaşam ile ilgili😊
YanıtlaSilheeeeeeeeey :)
YanıtlaSilMerhaba deep:)
SilMerhabalar yazinizi ilgi ile okuduk arzu ederseniz bundan sonraki yazılarınızı ilk olarak www.urfa.com sitemize yayınlamak isteriz iletişim internet@urfa.com
YanıtlaSilTeşekkürler ilginiz için
Silharika olmuş :)
YanıtlaSilwww.benirva.blogspot.com.tr
Teşekkürler:)
YanıtlaSil